Posted on 15 Ocak 2014.
Nedenleri İnsan Sağlığına Etkileri
Ulaşabildiğimiz kadarı ile insanlık tarihi boyunca insan vücudunun anormal tepkileri çeşitli yöntemlerle düzeltilmeye çalışılmıştır.
(insanlık tarihinin geçmişine ulaşım noktasında günümüze ulaşması gereken belgeler kendi kurdukları düzene aykırı olabileceği düşüncesinden kaynaklanan korku ile zamanın hakim güçleri –İskenderiye kütüphanesinin önce hristiyanlar, sonrada müslümanlarca yakılması-halende taliban ve ona bağlı sapık zihniyet sahiplerince tarihi eserlerin bombalarla yok edilmesi – günümüz politikacılar diliyle ucube diye nitelendirilmesi- tarafından yok edilerek geçmişle bağlantımızın koparılması acı bir olaydır.) Eskisi olmayanın yenisi olmaz deyiminden hareketle hemen şunu söyleyebiliriz ki; geçmişle bağımızı koparanlar yine dinsel ve ırksal şeytanlıklarla bu işleri kotarmışlar ve buna yandaş olarak bir zaman sonra süpürülecek hainler eliyle de ülkeler içinde halkı uyutan fareli köy kavalcısı gibi aktörlerle her şeyi pis kişisel çıkarları için kullanmışlardır.
Bu kısa girişten sonra;
Neden Çok İlaç Yazılır :
Bu konuda en önemli etken ekonomidir, tıp eğitimi yetersizdir, hasta muayene süresi yetersizliği (akıllara durgunluk verecek derecede yetersizdir) ve eğitim kültür çarpıklığı.
EKONOMİKTİR: Tarihte tıpta yeri olmakla birlikte yetersiz eğitim ve ulaşımsızlık; hurafeleri ön plana çıkarmışken, olumlu olarak çeşitli tecrübeler sonucu edinilmiş doğal tedavi edici ilaç bilgileri de gelişen ilaç sanayi içinde bilinçli olarak yok edilmiştir. Öyle ki bir ilaç firmasının yetkilisinin bundan takriben 30 yıl kadar önce uluslararası bir toplantıda “biz yalnız hastalara değil sağlıklılara da ilaç satmalıyız hedefimiz bu olmalıdır” derken diğer ilaç firması yetkilileri şaşkınlıkla bu söylemi dinliyorlardı ve bugünlerde hepsi birden aynı noktaya gelebileceklerini düşünemeden ve içlerinden meslektaşlarını da kınayarak.
Bugün sağlık politikalarının tepesinde dünya siyonizminin sermaye patronlarının elindeki ilaç firmaları vardır. Bunların temel amacı da paradır. Burada bir piramit düşünün; tepede ilaç üretim sektörü altında aracılar (sayıları arttıkça fiyatlarda yükselir) takiben ÜLKE DİSTRİBÜTÖRLERİ; DEPOLAR ECZANELER, HEKİMLER (vs) ve HASTA ve tabandaki kitle tüm üst grupların yükünü taşımaktadır: Burada diğer grupların varlığı dışında hekimleri ele alırsak ; ilaç ve medikal malzeme-reprezant-eczane-hasta; hekim ilişkilerinde çok azda olsa hekimler lehine toplumun genel durumu itibariyle etkin bir ekonomik çıkar sağladığı bir gerçektir (promosyonlar ki bunların içinde yurtdışı geziler vs aklınızın almayacağı kadar hediyelerde vardır ve bir çoğuda talep edilerek alınır),
TIP EĞİTİMİ YETERSİZDİR: Artık tıpta eğitim esas değildir.
A) Politikacının amacı; göz boyamak, halkı aldatmak uğruna başta kalabilme savaşı vermektir, gelişmiş demokrasilerde etik değerlere aykırı davranışlar gereği gibi tepki alıp ve netice olarak yapanı cezalandırıyorsa da ileri! demokrasilerde maden ocaklarında sorumsuzlukları, denetimsizlikleri ve de yandaşı kayırma adına insan hayatını hiçe sayarak oluşan ölümleri adeta alay edercesine “GÜZEL ÖLDÜLER” diyecek kadar sorumsuzlaşan insan adına sadece esef ediyoruz. zira onlar ancak mahkemei-kübra da hesap verecektir.
B) İlaç firmasını beklentisi pazar payını arttırmaktır.
C) Tıp fakültesi öğretim üyesinin amacı da eğitim değil geldiği noktada muayenehane açarak daha fazla kazanmaktır. Şimdi düşünelim bu çember içinde üç unsurda elbirliği içindedir ve tıp eğitimi bir yasak savmadır.En iyi hekim aslında pratisyen hekimdir ve olaya genel baktığı için daha olumlu ve daha iyi yaklaşımcıdır. Oysa pratisyen hükümet tabibiydi,sağlık ocağı hekimi oldu, şimdilerde dört lastik bir şaseyi itekleyerek yola çıkarılan içi boş tek maddelik kanun ile aile hekimi oldu (oysa bu kavram sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi ile ilgili kanunun içeriğinde vardı.maksat üzüm yemek değil bağcı dövmekti, uluslararası sermayenin temel çıkarları doğrultusunda kendi çıkarlarını da göz önüne alarak kollayacak-arttıracak temel değişiklikleri yapmaktı). VE ARTIK İLAÇ ÜRETİCİLERİ + ÜST DÜZEY EĞİTİM ELEMANLARI + AÇ GÖZLÜ ÇOBAN ZİHNİYETLİ SERMAYE elbirliği içinde diğer unsurları bir tarafa bırakarak mevcut pastayı kendi aralarında zaman zaman mütarekeler ile paylaşmakta ve devletin asli görevini yavaş yavaş ve alıştırarak kendilerine devrini sağlayarak etkinliklerini; bir devrim niteliğinde olabilecek uygulamalar gelene kadar sürdüreceklerdir.
HASTA MUAYENE SÜRESİ: Hastadan hastaya ve de branşlar arası da süre değişimleri söz konusu iken; dünya standardı bir hekimin maksimum hasta bakma kapasitesi 25 tir. Bunun üstüne her çıkış bir yanlışlığı, hatayı beraberinde getirir.Yine ekonomi:hekim bugün imamdan dahi az ücretle çalışmakta, meslekler arasında en aşağı sıralara düşürülmüş bulunmaktadır.Bunu net olarak hekim emekli maaşlarından da anlayabilirsiniz. Bırakınız ekonomiyi hekim en ufacık hatada bile yumurtadan çıkıp denize ulaşmaya çalışan kaplumbağa yavrularını bekleyen tehlikeleri az çok TV programında görürsünüz veya hiç görmezsiniz, işte hekime hasta darplarını bir tarafa bırakın kaplumbağa yavrularını yutmaya çalışan deniz canavarları gibi; vatandaş, avukat, hakim, savcı ve sağlık bakanlığı gibi bir ordunun önüne yem olarak atılmakta bu arada “bak ham ederler” korkutmacası ile birde sigortacılara yem yapılmaktadır (oysa bugün tükaka olan hakim savcıları uydurma davalarda tazminatlardan korumak için hakim ve savcılara açılan tazminat davalarının bedellerini devletin ödemesi için apar topar kanun çıkardılar, onlarda sigorta yaptırsalar olamazmıydı). Şimdi gelin bu gerçeklerden sonra muayeneye: iyi bir muayene GÖZLEM,SORGULAMA,FİZİKİ MUAYENE,TAHLİL VE TEŞHİS AŞAMALARINDAN OLUŞUR. Peki hekim asgari ücrete yakın bir ücretle ücretlendirilirken önüne atılan performans havucuna uzanmasın mı? Çünkü ücretinizi arttırmak için çok hasta bakmalısınız bu 100 tane olsa yönetim için ne gamdır çünkü anlı şanlı muhalefetimizde halkımıza verilemeyenin binlerce üstünde ömür boyu haklarla meclisten kendilerine avantajlar sağlamakta işbirliği içindedirler.işte buraya kadar oluşan olumsuzlukların sonunda daha sonrada izah edeceğimiz gibi ilaçta israfın temel bulgularına ulaştık: “BİRİ ETKİ ETMEZSE DİĞERİ ETKİ ETSİN” yeter ki performansım düşmesin.zaten ilaç firmaların ve hatta aracılarında isteği bu değilmiydi peki fazla ilacın zararları? AZ SONRA.
EĞİTİM KÜLTÜR ÇARPIKLIĞI: Bu arada çok ilaç yazan ve de hiç bakmaya zamanı olmadığı halde çok tahlil isteyen doktorun “İYİ DOKTOR” olduğu imajı ile ansiklopedik olarak çooook bilgili enteller ile bilgiç cahiller içinde ayrı bir özelliktir ilaç: BİRÇOĞU İLACI ADETA DİKTE EDERLER DOKTORA, ya antibiyotik yanında bilgiç tavırlarla boyalı basında gizli reklam yazılarla yapılan telkinlerin neticesi VİTAMİN istemeler, birde MİDE KORUYUCU ver demeler, yer var mı şunu da yaz: yazsan olmaz, yazmasan olmaz yeni teşhiste ilave etmen gerekir yoksa medulla kabul etmez. Her şeyi abartır; yatarken de azıcık!!!!!! yerde sonra bir yahudi oyunu olan kolesterol oyununa gelir. sen ona “sabah yumurta ye tok tutar” dersinde o kolesterolüm yükselir der ya gel de anlat anlamaz,oysa yumurta insan sağlığı için temeldir ve biz yıllarca söyledik inanmadılar İngiliz söyleyince vay be dediler. Kolesterol için dilimizde tüy bitti anlata anlata , oynanan oyunu sergiledik yıllarca anlayan olmadı. kolesterol ilacı kullanma karaciğerin mahvolur desende inanamaz bakın gelinen noktaya FDA da bizimle aynı noktaya geldi ancak furya; ülkemde devam ediyor. Sözde yahudiyi sevmez ama oyuna gelince vardır boyalı basında kültür hazinesidir: halkı kandıran, yanlış yönlendiren tüm olumsuzlukların anası.
FAZLA KULLANIMDA İNSAN SAĞLIĞINA İLACIN ETKİLERİ
Öncelikle belirtelim ki bugün ilaç diye ve şifa niyetine deyip avuç avuç içtiğimiz kimyasal maddelerin gerçekte tam etkilerini bizde bilmiyoruz, siz bakmayın türlü şekilli ve renkli tablolarla birbirlerin aldattıklarına bir süre sonra onlarında yanlışlıkları ortaya çıkıyor, birilerinin eğitimli geçinenleri aldatması kolay, bir otel konaklaması renkli sunumlar, halka gelince bu eğitilenlerin görevi de halkı eğitmek!!!!!
Gebeliği sonlandırmak için verdikleri ilaca nerede(şimdi bir başka hastalık grubu için umut oldu, denemeleri olumlu), onca sakat yavrunun doğumundan sonra. Ne oldu!, Beyler; köşklerinden, yatlarından ,uçaklarından mahrum mu kaldı, yoksa fikir suçluları gibi ömür boyu hapis cezalarına mı çarptırıldılar.son elli yıl içinde binlerce, onbinlerce ilacın piyasadan kalktığını bilmiyorsanız, devam ediniz bolca ilaç içmeye, yakında her gün alameti farika maddelerin ilave edildiği güzellik krem ve vs nin artizzzleri ne hale getirdiğini onların makyajsız halleri ile görürseniz anlayacaksınız neticeyi.
GELELİM SAĞLIĞIMIZA
“CAN BOĞAZDAN GİRER GÖZÜNÜZ SOFRADA KALACAK ŞEKİLDE SOFRADAN KALKINIZ”
Vücudunuza hangi yolla girerse girsin ilacın dozu ve sayısı çok önemli ve ne kadar azaltabiliyorsanız o kadar azaltmaya bakın
Sağlıklı olmak istiyorsanız öncelikle boğazınızdan midenize doğru seyahatte titiz olacaksınız bu ister beslenme-gelişme amaçlı, isterse tedavi amaçlı olsun.
Doktor ırgattır günün yorgunluğundan ve ezildiği toplumsal baskıdan sonra performans ve daha iyi yaşayabilmek!!!!! adına ilaç firmalarını vatandaşın cebinde, devletin hazinesindeki eli olmak durumundadır, YAZACAKTIR, hediye idi, gezi idi ve performansını arttırmak için eczanenin de onore etmesine ihtiyacı vardır.
Piyasa yalanlarla doludur; antienflamatuar ilaçların üzerinde ağrı kesici ateş düşürücü yazar yalandır bu ifadeler.Oysa bu ilacın gerçek bilgisi değildir ateş düşürme,ateş düşürücüler antipiretik-aneljeziklerdir. Peki bu yalan nedendir: çok satmak için, uzatmayalım.
Reflü biraz yemeğine dikkat et dersinde anlamaz sen yinede bir mide koruyucu yaz der ondan sonrada erkekleri VİAGRA ilacı kuyruğunda görürsünde oldukça pahalı olan bu ilacı tane tane alır, bilmez ki pis boğazına hakim olamayıp reflü (ne büyük isim değimli – Osmanlıda da halkı böyle aldatıyorlardı hakim savcı avukat konuşur yargılanan halk ise anlamadan dinler arada sorarlarsa emme basma tulumba gibi başını sallar aşağı yukarı-sonrada %7 okuma yazma oranı ile uyduruk Osmanlıcadan latin alfabesine geçince Osmanlı bilimini yok etmişiz; şu mantıksızlığa bakın, o zaman çaba göster yeni TÜRKÇE’ye çevir de anlasın millet-, oysa reflü ekşime geğirme demektir ,bağırsağın kabul etmediği oluşumu ağıdan dışarı atma çabasıdır olan)oluşumuna mani olmak için aldığı mide koruyucu ilacı hayvani hislerden de koruyor insanı bence bolca reflü ilacı verelimde insanlarımızı KIZLI ERKEKLİ kavramından kurtaralım ve iktidar-muhalefet arasındaki bir polemik konusu da ortadan kalksın; ayrı okullar ,otobüsler, lokantalar gibi ekonomik olumsuzluklar da olmasın.
Uygulanan panik stratejisidir: özel-güzel hastaneler bu eylemin babası, buna çanak tutan politikacıda anası, el ele halk ve devlet söğüşlenmektedir, onlar muratlarına eriyor biz kerevetine.
Panik; telaşı ve talebi arttırır. Ya kanser olursam, kalp krizi geçirirsem, bir defa geriye bakalım neler oldu ve şimdi neler oluyor, ne yediğini bile bilmiyorsun. Bir zamanlar doktorlar “tereyağı yemeyin kalp krizi geçirirsin “dediler (neyse ki biz hep aksini savunduk), şimdi çocuklarımız bulurlarsa gerçek tereyağını kokuyor diyerek yemiyorlar. Oysa şu an tereyağı adı altında krema ile uyutuluyor,daha sağım esnasında makine sütün yağını ayırıyor, bu oradan yayıklarda (makinelerde) çalkalanarak yağ!! haline dönüştürülüyor (pastörize ediliyor yalanlarına kanmayın )dolayısı ile çiğ süt ile oluşan hastalıklara açık oluyorsunuz, bir başka olay yoğurt haline getirilmediği için fermantasyona uğratılmadan tereyağına (gerçekte krema) dönüşüm sağlanıyor ve bu insan için sağlıksız bir besin haline dönüşüyor. DÜŞÜNÜN M.AKİF ne diyor “MEDENİYET DEDİĞİN TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR” (ancak çok sağlam bir diş,) SÖZDE MODERN ÜRETİM SERALAR FABRİKALAR VE FABRİKADA ÜRETİLEN BALLAR, HASTANELER DOKTORLAR, İLAÇLAR VE MODERN MAKİNELER ve daha çok hastalık hali. Hani insan ömrü uzatıldı dediklerine bakmayın, istatistikler öyle gösteriyor diye inanmayın istatistik netice doğru ancak sebep sonuç ilişkisi es geçiliyor. Ülkelerin yaşam yaş sınırı çocuk ölümleri ile bağlantılıdır, çocuk kayıpların azalttığınızda insan ömrü uzamış gibi görünecektir, işte Hindistan; doğal seleksiyondan arta kalan nüfus çok uzun yaş sınırlarına ulaşmaktadır.
Son olarak ANTİBİYOTİK’lere de değinelim, kelime anlamı hayata karşı demek ; ateşle seyreden hastalıklarda hemen başvurulan maddeler . Ateş yapan nedenlerin başında bakteriler ve virüsler geliyor(diğerlerini saymayacağım) hemen antibiyotik uygulanır, oysa antibiyotikler virüslere etkili değildir. Ne yapmamız gerekiyor? Doğaldır ki hekim olarak bu soruyu kendimize sormamız gerekir eğer çok net olarak ayırt edemiyorsak lökosit sayısına bakmamız gerekir ki özellikle ve çoğunlukla lökosit sayısı düşük enfeksiyonlar virütiktir (bu sayıyı düşüren başka hastalıklarda var) ve bunlarda antibiyotik gerekmez. Buradan hareketle nezle grip ve soğuk algınlığı olaylarında da öncelikli olarak antibiyotiklere başvurulmamalıdır; bunlarda istirahat, sulu ve hafif gıdalar,gerekiyorsa antipretik analjezikler yeterli olacaktır. (not mesela virüs pnömolnileride var)
Sağlıklı günler diliyorum.
Dr. Aydın GENÇSOY
Göğüs Hast. Uzmanı